Ölümün kutsanmışlığı üzerinizde olsun.
Zamanın süreğenliğinde kaybolasınız.
Saat akıyor. Fakat zaman yok. Zaman diye bir kavram yok. Annem üretmiş olmalı. İlk öğrenilmiş bilgi parçacığı idi benim için bir zamanlar. Şakaklarımda üreyen boncuk boncuk terlerin, saç diplerime karışması ile annemin balkondan “Hadi yukarıya!” demesi arasında bir zaman kavramı olamazdı. Daha yeni zırlayarak aşağıya inmek için büyük bir çaba göstermiştim. Ne ara, camda bir damlanın diğer damlaya karışması ile aşağıya doğru ivme kazanan daha büyük bir damlacık gibi sırtımda oluşan damlacıklar üzerimdeki Stellalı tişörtümün nemlenmesine sebep olarak sırtıma yapıştırdı; anımsamıyorum.
Aşağıya inmek için zırlamış; iki gözümden iki çeşmeyi bayağı akıttıktan sonra bir de yetmemiş, terlemiştim. Zordu yaşamak, ya vücudumun %70’i su olmasaydı. Bütün su oranımı bir sokakta oyun oynamak için tüketmek hayal kırıklığı mı üzücü mü hangi kavrama girer bilinmez ama olumsuzluk getirisi olan bir şey olarak anılacağı kesindi.
Einstein, zamanın göreli olduğunu söylemişti, küçükken de göreliymiş.
Çok iyi
BeğenLiked by 1 kişi
teşekkür ederim
BeğenBeğen